بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَلَوْ شِئْنَا لَبَعَثْنَا فِى كُلِّ قَرْيَةٍ نَّذِيرًا ٥١

Dilese idik elbet her köyde bir nezîr gönderiridik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَلَا تُطِعِ ٱلْكَٰفِرِينَ وَجَٰهِدْهُم بِهِۦ جِهَادًا كَبِيرًا ٥٢

Mâdemki yalnız seni gönderdik o halde kâfirlere itaat eyleme de bununla onlara cihad et büyük cihad.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَهُوَ ٱلَّذِى مَرَجَ ٱلْبَحْرَيْنِ هَٰذَا عَذْبٌ فُرَاتٌ وَهَٰذَا مِلْحٌ أُجَاجٌ وَجَعَلَ بَيْنَهُمَا بَرْزَخًا وَحِجْرًا مَّحْجُورًا ٥٣

O odur ki iki deryayı birbirine salmış: şu tatlı, yürek tazeler, şu tuzlu çorak, aralarına da bir berzah ve bir "hıcri mahcûr" koymuştur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَهُوَ ٱلَّذِى خَلَقَ مِنَ ٱلْمَآءِ بَشَرًا فَجَعَلَهُۥ نَسَبًا وَصِهْرًاۗ وَكَانَ رَبُّكَ قَدِيرًا ٥٤

Odur o ki sudan bir beşer yarattı da onu bir neseb ve bir sıhir kıldı, Rabbin kadîr bulunuyor.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَيَعْبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ مَا لَا يَنفَعُهُمْ وَلَا يَضُرُّهُمْۗ وَكَانَ ٱلْكَافِرُ عَلَىٰ رَبِّهِۦ ظَهِيرًا ٥٥

Böyle iken Allah’ı bırakıp da kendilerine ne menfeat ne zarar edemiyecek şeylere tapıyorlar ve kâfir o Rabbi’nin aleyhine zahîr oluyor.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَمَآ أَرْسَلْنَٰكَ إِلَّا مُبَشِّرًا وَنَذِيرًا ٥٦

Halbuki seni mahzâ bir mübeşşir ve nezîr olarak gönderdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قُلْ مَآ أَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ إِلَّا مَن شَآءَ أَن يَتَّخِذَ إِلَىٰ رَبِّهِۦ سَبِيلًا ٥٧

«Ben buna karşı sizden bir ecir değil, ancak Rabb’ine bir yol tutmak isteyen kimseler istiyorum» de.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَتَوَكَّلْ عَلَى ٱلْحَىِّ ٱلَّذِى لَا يَمُوتُ وَسَبِّحْ بِحَمْدِهِۦۚ وَكَفَىٰ بِهِۦ بِذُنُوبِ عِبَادِهِۦ خَبِيرًا ٥٨

Ve o hayyi lâ yemuta tevekkül (ve itimad) kıl da ona hamd ile tesbih eyle, kullarının günahlarına onun habîr olması yeter.

– Elmalılı Hamdi Yazır

ٱلَّذِى خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِى سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ ٱسْتَوَىٰ عَلَى ٱلْعَرْشِۚ ٱلرَّحْمَٰنُ فَسْـَٔلْ بِهِۦ خَبِيرًا ٥٩

O hayyi lâ yemut ki gökleri ve yeri ve aralarındakileri altı günde yarattı ve sonra Arş’ın üzerine istivâ buyurdu o rahmân, haydi ne dileyeceksen o Habîr’den dile.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ٱسْجُدُواْ لِلرَّحْمَٰنِ قَالُواْ وَمَا ٱلرَّحْمَٰنُ أَنَسْجُدُ لِمَا تَأْمُرُنَا وَزَادَهُمْ نُفُورًا۩ ٦٠

Maamafih "Rahmân’a secde edin" denildiği vakit onlara "Rahmân ne imiş? Bize emrediyorsun diye secde mi ederiz? " dediler ve daha ziyade vahşetlerini artırdı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

تَبَارَكَ ٱلَّذِى جَعَلَ فِى ٱلسَّمَآءِ بُرُوجًا وَجَعَلَ فِيهَا سِرَٰجًا وَقَمَرًا مُّنِيرًا ٦١

Ne yücedir o ki Semâ’da burclar yapmış, hem içlerinde bir kandil, bir de nûrlu bir ay asmış.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu